Profesör Doktor Yılmaz Özbek ile Edebiyat Üzerine Röportaj
Profesör Doktor Yılmaz Özbek ile Edebiyat Üzerine Röportaj
“Gölge Gibidir Geçmiş” ve “Bencillik Ne Güzel Şey” adlı
kitapların yazarı Profesör Doktor Yılmaz ÖZBEK bizi kırmayarak Edebiyat Dünyası
ve Yazarlık Serüveni ile ilgili sorularımıza son derece içten yanıtlar
verdi. Profesör Doktor Yılmaz Özbek ile Edebiyat üzerine Röportajımızı keyifle okumanızı dileriz.
Kelebek ETKİSİ-Bize biraz kendinizden söz eder misiniz?
Yılmaz ÖZBEK- Erzurum’un Oltu ilçesinden daha birkaç
yaşındayken Erzurum’a göç etmişiz. Birkaç yıllık yurt dışı deneyimimden sonra
yaşamım Erzurum’da geçti. Germanist
eğitiminden sonra akademisyenlik serüvenim başladı. Yaşamımı bir plan doğrultusunda
şekillendirmekten çok önüme çıkanı, daha doğrusu yaşamın önüme koyduklarını
tüketerek bu günlere geldim.
K.E.-Edebiyat tutkunuz nasıl başladı?
Y.Ö.-Bu da bir rastlantıydı, ama iyi bir rastlantı.
Edebiyatın başlangıçta bir tutku olması bir yana ilgi alanıma da girmiyordu.
Zamanla mesleğimin gereği olarak edebiyatla ilgilenmek zorunda kaldım. İyi ki
de kalmışım. Gittikçe onsuz edemeyeceğim bir alan haline geldi. Edebiyatla
yeterince ilgilenmeyenlerin bazı yönlerden eksik kalacağı hatta yaşamın tadına
varamayacağı kanaatine vardım. Yaşamın, iç dünyasının mantıksal kuruluğundan,
günlük kaygılardan bizi edebiyat çekip çıkarabilir ki bu kendimize
yapabileceğimiz en büyük iyiliktir.
K.E.-Yayımlanmış kaç eseriniz bulunmakta?
Y.Ö-Makaleler, bildiriler, konferanslar ve deneme yazılarını
saymazsak Almanca ve Türkçe kendi alanımla ilgili sekiz kitabım bulunmaktadır.
Ayrıca iki öykü kitabı yazdım. Ne ölçüde öykücülükte başarılı oldum onu
okuyuculara bırakıyorum. Amacım öykücü olmak değildi zaten, yaşamın anlamını
sorgulamak, yaşamın akışına tanıklık etmek ve bu konudaki düşüncelerimi
okuyucuyla öykü yoluyla paylaşmak istedim.Bu yolla paylaşmanın daha kalıcı
olduğuna inanıyorum ve inancımda da haklı olduğuma inandım.
Türkiye de kitap yayımlatmak zor mu?
K.E.-Türkiye de kitap yazmak ve yayımlatmak zor mu? İlk
kitabınızı yayımlatma maceranızı öğrenebilir miyiz?
Y.Ö.-Eğer tanınmayan biriyseniz kitap yayımlatmak zor bir
uğraş. İlk çalışmaları yayımlamakla bir hayli zorlanmıştım. Ama daha sonra
biraz daha kolaylaştı.
K.E.-Bir kitap ne kadar sürede ortaya çıkıyor? Elinize kalemi
alıp anlık duygularınızı mı yazıyorsunuz yoksa belli bir plana göre mi
yazıyorsunuz?
Y.Ö.-Bu ne yazdığınıza bağlı. Bir araştırma kitabı fazla
zaman alabiliyor. Öykü kitaplarını soracak olursanız onlar o kadar zaman
almadı. Öyküler yaşama dair bilgi ve deneyimler üzerine inşa edilmişlerdir. Öykülerin dayanağı olduğu için bu yüzden
göreceli olarak üretimler daha az zaman alabiliyor.
K.E.-Öykü yazmaya ne zaman başladınız?
Y.Ö.-İki-üç yıl oldu. Benim amacım öykü yazmaktan çok dertli
olduğum konularda insanlara nasıl ulaşabilirim arayışıydı.
K.E.-En çok hangi yazarları okursunuz? Yazarken bu yazarlardan
etkileniyor musunuz?
Y.Ö.-Mesleğim gereği daha çok Alman Edebiyatı yazarlarını ve
onların yapıtlarını tanırım. Onların etkileri yazmamda muhakkak olmuştur.
İsteseniz bile başkalarının yazdıklarından kendinizi soyutlayamazsınız.
Okuduklarımızın esinleri etkileri olacaktır elbette.
K.E.-Sayın Yılmaz Özbek Türk Edebiyatı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Y.Ö.-Türk edebiyatı bence gelişim içinde dünya çapında
yazarlar üretebiliyoruz artık.
Profesör Doktor Yılmaz Özbek ile Edebiyat üzerine Röportaj
K.E.-Bize biraz kitaplarınızdan bahsedebilir misiniz? Konularınızı, karakterlerinizi
seçerken nelerden esinleniyorsunuz?
Y.Ö.-Konular günlük yaşamın içinden çıkan sıradan konular. Her
zaman, her yerde karşılaşabileceğimiz olgular. Karakter yaratmaktan çok konular
sorular insanlığın ortak dertlerini, bu konudaki düşüncelerimi kahramanlar
aracılığıyla sunmaya, okuyucuyu düşündürmeye, kendiyle hesaplaşmaya götürebilme
amacındaydım. “İyi yazar, iyi kahraman yaratandır” görüşünün farkındayım ama
birincil amacım bu değildi. Karakter yaratmak bilgiden temel kişilik yapılarını
bilmekten geçer. Birkaç böyle öykü de yazdım. Örneğin “Takıntı” ,“Karakteri
Kaderiydi” gibi.
K.E.-“Gölge Gibidir Geçmiş” adlı kitabınız kısa öykülerden
oluşuyor. Bu kitabınızla yaşamın akışına ayna tutmuş ve hayatı sorgulamışsınız.
“Bencillik Ne Güzel Şey” adlı kitabınızda da kısa öykülerle eğitim sistemine
eleştiriler getirmişsiniz? Denemelerde yazabilirdiniz ama siz öyküyü tercih
etmişsiniz neden?
Y.Ö.-İnsanlığın sınırlı da olsa bazı sorunlarını hatırlatmak,
sorgulatmak ve onlarda bu konularda duyarlılık yaratmak, farkındalık oluşturmak
amacını gerçekleştirmekti arzum.
K.E.-Hikayeleriniz oldukça kısa fakat etkileyici mesela Kaza
adlı öykünüz aslında hepimiz hayat yolculuğunda aynı yolda farklı vasıtalarla
yolculuk ediyoruz mesajını içeriyor. Bu mesajı sadece yarım sayfada
verebilmiş siniz okuyucuya. “Bencillik Ne Güzel Şey” adlı eserinizde de eğitim
sistemindeki bütün eksiklikleri ortaya koyarak okuyucuda bir farkındalık
yaratmışsınız? Eğitim sistemi geçmişten günümüze olumlu yönde değişim gösterdi
mi sizce?
Y.Ö.- Türkiye’de daha çok eğitim sistemi tartışılıyor. Asıl
tartışılması gereken bence eğitim anlayışı olmalı. Bilgi aktarma yönteminin
eğitimcilerin hâlihazırdaki yaklaşımlarının bizi daha iyi bir noktaya
götürmeyeceğine inanıyorum.
K.E.-Kitabınız da yurt dışındaki eğitim sistemi ile ülkemizi
de karşılaştırmışsınız. En büyük fark ne sizce?
Y.Ö.-Batıda ne bildiğinden çok neyi ne derinlikte bildiğin
önemlidir. Derinliğine bilirseniz eğer ancak o zaman üretebilirsiniz. Batıda
bilgi aktarmadan çok gençlerin kendilerini geliştirecekleri,
gerçekleştirecekleri, ortamlar yaratılıyor. Beraber düşünmek sorgulamak ve
beraber üretmenin yolu yöntemi belletiliyor gençlere.
K.E.-Alman yazar Renate WELSCH’in hikâyesi ile başlıyor “Bencillik
Ne Güzel Şey” bu hikayenin çevirisi size mi ait?
Y.Ö.-Evet, bu öyküyü ben çevirdim. “Okumak, Anlamak,
Yorumlamak” kitabımda kullandım.
Profesör Doktor Yılmaz Özbek kitapları nerelerde satılıyor?
K.E.-Okumak isteyenler Profesör Doktor Yılmaz Özbek kitaplarına nereden ulaşabilirler?
Y.Ö.-Çizgi yayınlarından, kitapçılardan ısmarlama yoluyla ve internet
portallarından temin edilebilir.
K.E.-Son olarak yazar olmak isteyen gençlere önerileriniz
nelerdir?
Y.Ö.-Gençlere çok okumalarını öneririm. Daha önce söylediğim
gibi yaratıcı yazarlık insanı tanımaktan geçer. Gerçek gerçekliği
kavrayabilecek kadar sosyal bilimlerden yararlanmak beslenmek gerekir. Çünkü
yazarlar gerçek gerçeklikten beslenir ama yeniden yorumlayarak üretir kendi
tarzını yaratarak kalıcı olurlar.Bu da çok bilgi demektir.
Profesör Doktor Yılmaz Özbek ile Edebiyat üzerine Röportajımızı okuduğunuz için teşekkürler.
Selinanın Okul Macerası kitabının yazarı İdil Öztürk Başara röportajımızı okumayı unutmayın.
Gerçekten çok keyifli bir söyleşi olmuş :)
YanıtlaSilÖzellikle Gölge Gibidir Geçmiş....Kitabı dikkatimi çekti
Aslında başlığa ve görsele baktığımda içerisindeki kısa hikayelerin ve paylaşımların oldukça etkileyici olduğunu düşünüyorum.
Bu güzel söyleşi ve paylaşım için sana ve Profesör Doktor Yılmaz ÖZBEK bey'e sonsuz teşekkürler.
Ben okuduğunuz için teşekkür ederim:))
SilKeyifle okudum, emeğinize sağlık. :) Keşke yayınlansaydı...
YanıtlaSilKısmet değilmiş ama buradanda okuyor edebiyata meraklı olan takipçilerim oda güzel:))
SilSorularda cevaplarda çok güzel olmuş. 😊
YanıtlaSilSağolun:))
SilÇok keyifli bir röportaj olmuş canım 😍
YanıtlaSilEvet bende keyifle röportajı yaptım değerli hocamızla.
Silsayende çok değerli bir yazarı tanımış oldum
YanıtlaSil