minimalizm

MİNİMALİST YAŞAM FELSEFESİ 

 Son zamanlarda evdeki eşyalar üzerime üzerime gelmeye başladı.Neden bilmiyorum ala ala bıktım belki de doydum. Etrafta bir sürü kitap, resim, biblo baktıkça sıkılmaya başladım. Tatil dönüşü minimalist yaşam felsefesi ile  ilgili bir kaç yazı okudum ve uygulayabildiğim kadarını evim boyandıktan sonra büyük temizlik esnasında denemeye karar verdim.

   Öncelikle minimalist yaşam felsefesi nedir?


   Hayatımızı şekillendiren maddi veya manevi unsurlardan ihtiyacımız fazlasını elemek yani yok etmek, atmak ya da hediye etmek. Bu arkadaş topluluğumuzda ki işe yaramaz fazlalıklardan kurtulmakta olabilir, kütüphanemizde hiç sevmediğimiz halde hala duran kitaplardan da olabilir. Minimalizm insana hareket özgürlüğü, rahatlık, hayat kalitesini arttırma lüksü kazandırıyor.

Minimalizm


   Biliyorum uygulaması çok zor ben de minimalizm deki bütün gerekliliklerini yapamadım zaten ama yaptığım kısım bile nefes almama yardımcı oldu. Gerçekten evde otururken nefes alamadığımı hissediyordum. O resimler, biblolar bana gereksiz ve çok fazla gelmeye başlamıştı.

Her şeyi eleyin


   Minimalist yaşam felsefesi adımında ilk olarak kütüphanemden başladım. Yardımcı kadınım ile birlikte üniversite yıllarımdan kalmış olan bütün fotokopileri ayıkladık. Çocuk kitapları çok fazlaydı bir kısmını kızıma ayırdım diğerlerini yardımcımın oğluna yolladım. İşimiz bittiğinde kocaman siyah büyük çöp poşeti doluydu. Biz atamadık eşim zorla götürüp attı.

   Sonra yıpranmış koltuk takımlarıma sıra geldi. Altları sandıklıydı ve tonla eşya doluydu. İlk olarak gidip sandıksız yeni bir takım aldım. Altındakileri ayıkladım işime yaramayanları bebek kıyafetleri, hamilelik kıyafetlerim, küçülmüş hırkalar hepsini torbalara doldurup kayınvalideme verdim oda köye yolladı.
minimalist


   Tv ünitem süs doluydu hatta kırılmış parçalar bile vardı. Hatıradır diye saklıyordum ve hatıraları kalbimde saklamaya karar verdim hepsi çöpü boyladı. Tv ünitemde sadece sevdiğim parçalar kaldı ve şimdi çok şık görünüyor.

   Eskimiş zigonlarımı da ihtiyaç sahibi birine verdim. Oturma odamın halısına da takmıştım kafayı evde renkli, desenli halı görmek istemiyorum; gittim krem rengi desensiz bir halı ve üç parça zigon takımı aldım. Diğer halılarımı degişemedim ama o desenler,renkler beni fazlaca rahatsız ediyor. Her şey sade olsun istiyorum.

Kıyafette minimalizm


   Gardırobumdan eskimiş kazaklarımı, kemersiz asla giyinemediğim devamlı düşen pantalonları, markası üzerinde küçük aldığım gömlekleri ayıkladım. Yardımcımın kızı hepsini bayılarak aldı. Bol bol giyinir genç kızım. Ama daha ayıklanması gereken o kadar parça var ki. Bu konuda biraz başarısız oldum kabul ediyorum. 49 kiloya düşünce bütün eteklerimi daralmıştım. Sonra gene kilo aldım ve zayıflarım belki diye hepsini tutuyorum ne yazık ki. Zayıflarım inşallah:((

   Ayakkabılarıma hiç bakamadım onlar hala duruyor onca topuklu şık ayakkabıyı giyinemiyorum ama atamıyorum da gençlik günlerimde nasıl o rahatsız şeyleri giyermişim. Kıyamadım ayakkabılarıma. Çantalarımı zaten önceden ayıklamıştım benim şu an 5 çantam var ve yetiyor yani.

   Makyaj malzemelerimi de ayıkladım ama 12 far paletimi kimseye veremedim onlar duruyor. Yalnız ucuz rujlarımı, makyaj bazlarımı, tekli farlarımı, ojelerimi bayağı azalttım. Kontrollerim sırasında ojelerin çoğunun bozulduğunu gördüm onlar çöpe gitti. Çekmecenin diplerine sıkışmış bir sürü maske buldum hepsi unutulmuştu. Kullanmaları için genç kızlara verdim.

   Sonra kızımın odasına geçtik. Yırtık kitaplarını,kırılmış oyuncaklarını, geçen yılki defterlerini, eskimiş çantalarını attım. Beğenmediği bebeklerini kendi ayıkladı köye yolladık çocuklar bayılmışlar ve hala otuz küsur bebeği var.

   Salon takımlarımda dört tane gümüşlük, dolap var eskiden öyle modaydı ve pek kullanılmadığından eskimedi de o yüzden hiç birini atamadım eğer değiştirirsem küçük bir masa ve bir gümüşlük alacağım sadece ve onlarda beyaz olacak.

   Birde bir sürü hediye buldum mutfakta kahve fincanları, tepsiler, ufak tencereler kimden geldiğini bilmediğim paketleriyle bir köşeye tık tığım şeyler. Hepsine baktım ve bir yerlere giderken yanımda götüreceğim onları da. Eskimiş masa örtülerimi attım ve hanidir kenarda bekleyen yenilerini serdim. Çizilmiş teflon tavalar çöpü boyladı.

Sadeliğin kalitesi


   Yılda en azından bir kere büyük temizlik esnasında gereksiz, kullanmadığımız eşyaları birilerine vererek ya da bazı sitelerde satarak hayatımızdaki bir çok yükten kurtulmuş oluyoruz. Artık çok ucuz diye üç tane ruj almak istemiyorum. Pahalı ama bir tane rujum olsun benim için değerli olsun istiyorum. Ve yazımı editliyorum aradan 5 yıl geçmiş attığım hiç bir şeye bir daha ihtiyaç duymadım hepsi sadece fazlalıkmış. Minimalist yaşam felsefesine ya da minimalizm gibi sadeliğe ilgi duyuyorsanız Sade adlı makalemizi de okumalısınız.

   Sırada kullanmayıp blogun adına açtığım sosyal medya hesapları, aktif olmayan e mail adreslerim, gereksiz basın bülteni yollayan kuruluşlardan kurtulmak, telefon rehberimi temizlemek, telefonumdaki resimleri silmek, gereksiz arkadaşlardan arınmak gibi bir çok iş var. Bakalım ne kadar başarılı olacağım.

 

16 Yorumlar

  1. Benimde uygulamaya geçirmeyi istiyorum ama başaramıyorum. Malum eşyalar ha diyince değişmiyor :( ama diğerlerini uyguladım

    YanıtlaSil
  2. Bu felsefe tam benlik. Hayatımdaki fazlalıklardan en kısa zamanda kurtulmam dileğiyle :) Yine bayılarak okudum. İyi geldi vallahi. Siz attıkça ben kurtuldum sanki :)

    YanıtlaSil
  3. Okurken ben yoruldum, meğer ne kadar çok gereksiz şey varmış elimizde, hepimizde :)
    Geçen yıl, Viva Makyaj'ın gereksiz 300 eşyadan nasıl kurtulduğuyla ilgili yazıyı okuyunca ben de bir aydınlanma yaşamış ve gerçekten de 300 eşyadan kurtulmuştum. Meğer ne büyük yükmüş aslında zihnimizde ve evimizde...
    Sonrasında, yavaş yavaş kurtulmaya çalıştım birçok şeyden yine. O yazıda Viva'nın yazdığı gibi "aslında çok önemsediğimiz ve o an için değerli gördüğümüz her ne varsa, ondan kurtulduktan sonra aklımıza bile gelmiyor." En azından bende de öyle oldu.
    Son 1 yıldır project pan çalışmalarımın ana nedeni de bu. Artık, elimde ne varsa tüketmeye ve kullanabileceğini düşündüğüm kişilerle paylaşmaya çalışıyorum. Hatırlıyorum, alıp alıp kenarda köşede bekledikten sonra ara ara onlara bakıp da "Ben bunları nasıl bitireceğim" diye hayıflandığım çok olmuştur.
    Evdeki eşyalardan tut da, giyim ve kozmetik ürünlerine kadar, eşimin ve kızımın kullanmadıkları ne varsa onlarla birlikte atıyorum, ihtiyacı olan birine veriyorum artık. Zihnimin boşaldığını ve rahatladığını hissediyorum cidden :)
    Kolaylıklar diliyorum sana Kelebek, devamı gelecektir bu çalışmanın :)
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım bu felsefe tam sana göre üstelik project panlardaki başarını görüyorum mutlaka denemelisin:))

      Sil
  4. Bu arada yazmayı unuttum; yabancı ülkelerden birinde, bir kadın çok çok çok zorda kalmadıkça hiçbir türde alışveriş yapmıyor, kıyafet ve kozmetik gibi alışverişleri lüks alışveriş kategorisine koymuş, onları zaten unutmuş diyebilirim yazdıklarından. Elindekileri değerlendiriyor. Ne bileyim DIY projeleri yapıyor, mutfak konusunda bir ürünün 3-5 çeşidini almıyor, moda diye kesinlikle alışverş yapmıyor vsvsvs.
    Ara ara yapıyorum ben de nasıl işe yarıyor anlatamam. Evde toz puding varken gidip çikolata almıyorum mesela. Ya da "Evdeki ...den bunu yaparım/hazırlarım, o da çok güzel oluyor" diyebiliyorum. Evde son kullanma tarihini geçirip atmadığımız gıda ürünü oluyor mu, sanmıyorum... Hep bu açgözlülüğümüz ve alma dürtümüz işte...
    Uygulayınca daha net farkediliyor aslında. Bir başlayınca ve işe yaradığını da görünce insan daha kolay uygulamaya başlıyor sonrasında.
    Ay söyleyecek ne çok şeyim varmış, ben de mi bir yazı hazırlasam :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Süpersin inşallah bende yapabilirim ama Türk kadını tatminsizliklerini alışveriş ile gidermeye çalışıyor bir yetişemedik şu yabancılara

      Sil
  5. benim de evde o kadar fazla eşyam var ki giysiden makyaj malzemesine süs eşyasından mutfak eşyasına bir yığın ev küçük :(

    YanıtlaSil
  6. Sondaki sözlere bayıldım, ben bu konuda cidden minimalisttim :) Biblolarmış, gümüşlüklermiş, süslermiş hepsi gereksiz geliyor. Bişeyi gerçekten çok beğenirsem alıyorum, alıpta giyerim kullanırım diye bekletmeyi sevmiyorum. Çoğu arkadaşım ay ucuzmuş, alayım zayıflayınca giyerim kafasında. Yarın yaşayacağımızın garantisi yok halbuki...

    Yarın için hep bir hazırlık yapıyoruz peki bugün için ne yaptık?

    Kalemine sağlık, hoşgeldin minimalist yaşama :)

    YanıtlaSil
  7. Aslında çok güzel bir uygulama geçen sene benimde odamda ki her şeyi görmeye tahammülüm kalmamıştı çoğu şeyi kaldırdım attım sevmediğim renklerin hepsini temizledim insanın gözüne batıyor.. Sonra gittim istediğim renklerde birkaç beni rahatlatacak obje aldım birde deniz kabuklarından bir köşe yaptım yıllardır topluyordum nasıl mutlu oluyorum şimdi :)

    YanıtlaSil
  8. Artık ihtiyacımız olmayan her şeyi bırakmalı ya da bir başkasına vermeliyiz. Örneğin; giymediğimiz kıyafetlerimiz. Bize küçük ya da büyük gelen, tarzımızı yansıtmadığını düşündüğümüz, herhangi bir sebepten giymediğimiz, kullanılabilir durumda olan kıyafetlerimizi satışa çıkararak ya da ihtiyaç sahiplerine vererek kıyafetlerimizin kullanım ömrünü uzatmış, doğal kaynaklarımızın tükenmesini engellemiş oluruz. https://www.tarz2.com/azalt-ferahla-paylas-cogal

    YanıtlaSil